Bilişim sektörünün ünlü araştırma şirketi McKinsey, son yayınladığı raporda 2020 yılına kadar sayısal veri kapasitesinin 35 ZettaByte’a ulaşmasını beklediğini belirtti. Bunun yanı sıra bir diğer araştırma şirketi Statista’nın son istatistik raporuna göre küresel depolamanın Pazardaki payının bu yılın sonuna kadar 17,2 Milyar Dolar’a ulaşacağı ortaya çıktı.
Artık her kurum sahip olduğu verilerin yönetimi, depolanması ve sınıflandırılması için ciddi ölçüde bütçe ayırmakta. Veri toplama süreci artık her alanda kurumların operasyonel süreçlerinin verimini artıran bir öğe olarak kabul ediliyor.
Veri toplamanın önemini hepimizin kullanmakta olduğu sosyal ağ platformlarından örnek vererek kanıtlamak mümkün. Başlıca sosyal paylaşım ağlarından Facebook günde 10 TB, Twitter ise günde 7TB civarı bilgi depoluyor. Her kuruluş yaptığı işlemleri çağa uygun hale getirmek için yenilikçi çözümlere yönelmek istiyor ve bu şekilde değişiyor. Kesintisiz bir iş süreci sağlamayı, düşük maliyet ile kullanıcılara sunan veri depolama yazılımlar sıklıkla tercih ediliyor. Bulut teknolojisi aynı zamanda oluşabilecek kriz durumlarında verilerin kurtarılabilmesi açısından de pek çok çözüm sunabildiği için oluşan talep de giderek artmakta. Beklenmedik bir ağ arızası olduğunda gelişmiş bulut yazılımları ile yedekleme, yüksek güvenlik ve sunucular arasında hızlı geçiş sağlayarak iş gücünün aksamadan her daim verimli olması mümkün kılıyor.